Yildirimlar araliksiz bir sekilde düsünüyor Urbinoya sokakta insanlar basiretleri baglanmis gibi kosuyor ama kacamiyor ciple Porta Lavagineden giriyoruz zar zor burayi ideal kente dönüstürmeye kararli bir deus ex machina sanki civciv gibi eziliyor insnaciklar cocuklar yaslilar...ölmeyenler ölenlerin basinda agliyor ama görmedikleri bir sey var her cesede bir iblis tecavüz ediyor dev bir orji alanina dönmüs Urbino damlarin üstü ciftlesen kedi kayniyor ve Jeff Buckley cinlatiyor ortaligi artik hallelujah hakliymissin yanilmamissin sürtünme seslerinin korosu geri vokalde nasil bir titreme her tarafa buram buram ejder kokuyor sokaklar kartallar ucusuyor üstümüzde aglamayan
Gitmeyecekler Icin Urbino, düssel bir yolculugun irkiltici bir izdüsümü.
Urbinonun karanlik sokaklarinda birbirine benzeyen iki gölge dolasiyor. Bu iki gölge sehrin yazgisini degistirirken, günümüz Türk edebiyatinin gözde kalemlerinden Cem Akas da dille usta isi bir oyun kuruyor.