Yüz binlerce ton demir ve beton karisimindan olusmus bir kütlenin altinda kipirtisiz duruyor, alnindan sizan korku terleri gözlerine siziyordu. Kipirtisiz durmasinin nedeni, bunca büyük, genis agirligin altinda, saga sola dönme sansinin olmamasiydi. Agirligin toprak zeminden yüksekligi, ancak gögüs kafesi kadardi. Cirilciplakti. Kipirdadikca, meme uclarina betonun sertligi, nemliligi degiyordu. Kurtulabilecek miydi buradan Agliyordu sessiz sedasiz, Ah, diyordu icinden. Keske yüzükoyun olabilseydim su agirligin altinda.. Yüzükoyun olsaydim da, sürünebilseydim uzaklara dogru... Agirligin, havasizligin altinda yok olmak istemiyordu. Kipirdadikca dudaklarina degen beton, betondan tasmis demir cubuklar altinda bile bir cikis, bir kurtulus yolu ariyordu. Kollarini iki yana acti. Ellerini islak topraga yaydi. Dizlerini birazcik yukariya, ama gene de gögsünden asagida olmasina özen göstererek kaldirdi. Santim santim, milim milim kaydirmaya calisiyordu böylece ciplak bedenini. Birkac günde de olsa, bu agirligin altindan kurtulacagim, diyordu inancini henüz yitirmemis...