Bunca zaman sonra daha esit, daha güclü, daha özgür bir konumda olmasi gerekirken biz kadinlar, simdi yasamak, hayatta kalmak icin ugrasiyoruz. Sokakta yürüyebilmek, sevebilmek, dayak yememek, tecavüze ugramamak, satilmamak icin kan döküyoruz.
Burce Bahadir, kocasini öldürmekten hüküm giymis iki kadinla ve karisini öldürmüs üc erkekle hapishanede konustu. Öldürülmüs bir kadinin babasini, bir baskasinin ablasini dinledi. Cinayetlerin hikayesini yazdi. Ölü Kadinlar Memleketi, kadin cinayetlerinin neden politik cinayetler oldugunu anlamamizi sagliyor. Nasil yakinimizda olduklarini, icinde yasadigimiz atmosferin bu cinayetleri nasil kolaylastirdigini görüyoruz.
Son sözün ne olur diyorum. Havva gözlerini gözlerime dikiyor. Ama simdi ne cenesini kaldirmis öfkeyle, ne de sinirden elleri titriyor; öyle birakmis kendini, öyle acili, öyle yalniz ve caresiz
Eger ki bir erkek seni öldürürüm diyorsa, kadin ona inansin diyor.