Biz Biz ise Istanbulun yavas yavas elimizden kayip gittigini görecegiz, ya da belki bir anda, birkac dakikada, birkac saatte, birkac günde kaybolacak Istanbul, diye düsünmüs olmaliyim o gece, iste o ayni kader Beyrut, Halep, Musul, Bagdat, sonra bir gün Istanbul... O pazar önümde uzanan manzaraya bir kez daha dikkatle baktim, orada on yil, yüz yil, ya da belki sadece bir yil sonra olusacak manzarayi gözümün önüne getirmeye calistim Cökmüs devasa gövdeler, camlari inmis ciplak kuleler, temeli catladigi icin terk edilmis yirmi, yirmi bes katli apartmanlar... Bir yerlerde hala dumanlar yükseliyor. Uyu artik Fiko, uyu.
Kerem Eksen ilk romani Buradayiz ile bugünün ve buranin dünyasinda yolunu bulmaya calisan, bu esnada cikmaz sokaklarda kaybolup duran bir karakteri anlatmisti. Yazarin ikinci romani Uyku Kralligi ise, hem bugünün, hem de gecmisin dolambacli yollarina sürüklenen Fikreti anlatiyor.
Tek bir günde, hasta yatagina mihlanmis Fikretin Akmcilardaki o pazar gününde gecen roman, tarihci Fikonun büyülü Wisconsin gecesine ve sair Fikret Efendinin genclik günlerine gidis gelislerle ilerliyor. Thomas Bernharda ve W. G. Sebalda zarif göndermelerle, örtük ve acik alintilarla, dalgalar, döngüler ve girdaplar yaratan son derece basit ve calisilmis cümlelerle kurulan roman, sürekli ayni yere dönme hissini yaratici bir anlati stratejisine dönüstürüyor.
Uyku Kralligi, satir aralarinda, kücük olaylarda, konusmalarin birbirine dolandigi örgüde birdenbire ortaya cikiveren mizahiyla, hem komik olmaya calismaksizin güldüren, hem de derin bir hüzün yaratan, hinzir, ironik, akici ama ayni zamanda tuhaf bir roman.