Her seyi göze alanlar, aysiz bir gece vakti yalniz kabi kacagi, öteyi beriyi, tasi taragi, colugu cocugu, yatagi yorgani, culu caputu degil; ellerindeki nasiri, dudaklarindaki dualari, kulaklarindaki ninnileri, iclerindeki sesleri, soluduklari dag kokusunu, dillerindeki dikenleri, dedelerinin anlattigi kacgöc hikayelerini, söyledikleri türküleri, akillarindaki gel gitleri, kuskularini, kendilerinden öncekilerin sirtlarina bindirdiklerini; ne varsa yasayip biriktirdikleri gücleri yettigince yüklediler kamyonun tepesine, kendileriyle birlikte. Kamyona yüklediklerinden, iclerine attiklarindan daha coktu geride biraktiklari. Insan ne kadarini yükleyip nereye kadar sürükleyerek tasiyabilirdi ki cocukluk vatanini