Bence Eylül, tek basina, bir yazarin ismini edebiyat tarihine silinemeyecek sekilde naksetmek icin kafidir.
Halid Ziya Usakligil
Fakat her sey bos degil mi Ne olsa, ne yapilsa kis gelmeyecek mi Ya gelinceye kadar... Hic mi, hic mi bir sey yapilamaz Böyle görerek, anlayarak, bile bile hayat ve saadetten feragate tahammülden baska bir sey mümkün degil mi
Yüz yili askin bir süredir bazen mutlulukla bazen gözyaslariyla okunan Eylül, edebiyatimizda derin izler birakmis, bircok farkli metinde tekrar tekrar karsimiza cikmis bir roman. Üc ana karakter etrafinda gelisen, Istanbulun da dördüncü bir karakter gibi dahil oldugu, Mehmet Raufun basyapiti olan bu romanda kisiler, ruhsal dünyalari en ince ayrintilarina kadar incelenerek karsimiza cikariliyor.
Yasak ask temasinin dönemine göre oldukca cesurca islendigi bir ask ve karasevda romani olan Eylül, metin üzerinde yapilan kapsamli bir calismayla, orijinal diline müdahale edilmeden yayina hazirlandi. Psikolojik roman denince akla gelen ilk eser olan Eylülü simdi eski hatalarin tek tek ayiklandigi yeni cevirisi, yazarla yapilan Eylülü Nasil Yazdim söylesisi ve notlandirilmis, döneme ait harita, fotograf ve kartpostallarla zenginlestirilmis baskisiyla okurlarimiza sunuyoruz.
E, sonbahar bu... artik bu kadar letafet ve hararet verdikten sonra Eylülden daha ne beklenir Eylül, malum ya, hüzün ve matem ayidir.