Gözüm sekiz arsin kalinligindaki tas duvarlari asiyor, güverte kenarinda eteklerini ucurarak vincin islemesini seyreden kizlari, merdivenden kocaman yatak denkleri indirmeye calisan hamallari görüyordu. Yerimden firlamak, gardiyanlari, jandarmalari söyle elimin tersiyle iterek cikip yürümek, bir sandala atlayip gemiye varmak ve kaptana Cek demek istiyordum. Gözümde tüten ne sehirler, ne insanlar, ne de kirlar ve ormanlardi. Acik denizleri, etrafinda duvar olmayan, ucsuz bucaksiz yerleri ariyordum. Ama ruhumuz böyle gökyüzlerinde ucup dururken, birdenbire yere inip insan kücüklügü ile karsilasmak ne tuhaf oluyor.
Katil Osman adli öyküden