Sabahattin Alinin Türklükle alakasi olmayan ve Türk milletine fenalik icin harice kacmak isteyen bir canavar oldugunu anladim. Zaten elinde de siskin bir cantasi vardi. Bu cantada mevcut olmasi muhtemel muzir evraki düsündüm. Heyecanim teessüre inkilap etti. Titremeye basladim. Elimde sopa vardi, ayaga kalktim gezinmeye basladim. Her gecen saniye asabimi bir kat daha sarsiyordu. Gözlerim kararir gibi oldu. Iste bu milli düsünce ile birdenbire irademi kaybederek elimdeki sopa ile kitap okumakta iken kafasinin sol tarafindan yüzüne siddetle vurdum. Surati, gözlükleri kan icinde kalmisti, arkasindan ayni yere siddetle bir daha vurdum. Bu iki darbeden sonra Sabahattin Ali sag tarafina dogru yere yikildi. Agzindan burnundan kanlar bosandi. Dikkat ettim hafif hafif nefes aliyordu. Bu defa ücüncü bir darbeyi ensesine vurunca nefesi tamamen kesildi. Ölmüstü.
Sabahattin Alinin katili Ali Ertekinin ifadesidir.