Gecmis, simdi ve gelecek; IV. Murad döneminden bir cellat ve hirsiz, bugünden yari deli bir yazarressam, gelecekten bir dedektif... Ömer Izgec, farkli zamanlara ait bu kisilerle ilginc bir tarikatin pesine düsürüyor okurlari. Bir madalyonun, bir tarikatin, bir ejderin izindeki karakterlerin kendi aynalarina bakmak mecburiyetinde kalmalarina sahit oluyoruz.

Fevkalbeser Sair Bey ve Suskunlugu, güzel ve heyecanli bir maceranin ötesinde yansimalar sunuyor okuyucuya. Bir madalyona, kagitlara ve rüyalara islenen ejderler, derisinde aynali pullari ve zümrüdi gözleriyle bu hikayelere eslik ediyor.

Bir cinayet islendi ve ben hepsini gördüm. Ama önce kendimden bahsetmek isterim. Her seyden önce, bu odaya adim atanlar duvarlardaki diger resimlerden önce beni fark ederler, bunu söylemek isterim. Ben karanlik bir ormanin icinde, üzerlerinde gece kuslarinin uyukladigi, lanetli agaclarin arasinda dinlenen kizil bir ejderim. Zümrüdi gözlerimdeki sertlik, aynali pullarla kapli kuyrugumun iriligi sizi yaniltmasin; bu karanlik orman, resmi gören sizin gibi resmin icinde olan beni de ürpertiyor cünkü. Oysa, hareket edecekmis gibi görünen su agaclar, simdi dallarin üzerine sinmis uyuklayan ancak uygun an geldiginde nereden peydahlandigi belli olmayan yüzlercesiyle beraber aniden saldiriya gecip bedenimi didikleyecek gibi duran su sevimsiz kargalar, bakin, en üstteki agaclarin arasina konuslanmis su gözler benim gibi her an duragan ve cansiz. Ben yalnizca donuk bir ejderim. Simdi, sizin hareketli dünyanizda olanlari anlatmak bana düstü, ne tuhaf.

Iyi bir roman okumaya basladiginizda daha önce gitmediginiz bir dünyaya adim atmis gibi olursunuz. Sözcükler, etrafinizda bir dünya örmeye baslar. Yazinin sonunu beklemeden söyleyecegim, bu hafta nefis bir roman okudum.
Asuman Kafaoglu-Büke, Radikal Kitap

Tanitim Bülteninden